Çoğumuzun benim zamanımda dediği şeyler vardır. Geçen günlerden birinde bir arkadaşım ile eski günler hakkında sohbet ederken yetiştiğimiz ortam farklı olsa da aynı tür olayları yaşadığımızı fark ettik.
Neler mesela derseniz bir örnek vereyim.
Büyükannem hadi bakkala git ekmek al ama dikkat et iyi pişmiş olsun derdi. Aldığım ekmeği beğenmediği zaman ekmeği değiştirmem için bakkala geri gönderirdi. Aynısını arkadaşımın büyükannesi de yaparmış. Bakkalımızın adı Hamdiy'di. Ekmeği değiştirmeye gittiğimde Hamdi Amca'dan çok utanırdım o da bunu bildiği için gülümseyerek benim için ekmek seçerdi. O zamanlar her bakkala gittiğimde para üstü çıkmadığında sakız verirdi(Tipi Tip)
Babam yıllarca apartman yöneticiliği yaptı. İmza ve aidat toplamak benim işimdi. Sanki çok önemli bir iş yapıyormuşum gibi büyük bir havayla komşularımızın ziline basar sımsıkı tuttuğum apartman karar defterini uzatır "babam imzalamanız için gönderdi" derdim. Apartman görevlimizin adı İhsan'dı. İhsan Efendi'yi çağırmak ta benim işimdi. O zamanlar 4-5 yaşındaydım. Babam İhsan Efendi'yi çağır dediği zaman balkondan İzovendi diye seslenirdim o da kendisine seslendiğimi anlardı :)
Biz okula yürüyerek giderdik hatta okula giderken bizden 1-2 yaş büyük ablalara teslim edilirdik. Her gittiğimiz arkadaş evinde kekle ve taze sıkılmış meyve suyuyla karşılanırdık, kapı önü sohbetlerimiz meşhurdu. Kardeşler birbirini korumak için pembe yalanlar söylerdi. Hiç unutmadığım bir anım vardır. Bir gün babam ablama çok sinirlenmişti ( aslında hak etmişti) ve ablamı fena azarlamıştı. Ablam tek damla gözyaşı dökmemişti onun yerine ben ağlamıştım. Bir de yaşandığı günden beri hiç peşimi bırakmayan yalağa düşme hikayem vardır. Sanırım 6-7 yaşlarındaydım. Babamın arkadaşının elma bahçesinden elma toplamıştık. Küçükken oldukça yaramaz olan benimle aynı yaştaki kuzenim hadi gel şurada yıkayalım demişti. Elmayı yıkarken bini ittiği için yalağa düşmüştüm. Malum yalak bu içi yosunlu. Kalkıyor gibi oluyor tekrar düşüyordum. Tek kişi yardım etmemişti beni seyredip kahkahalarla gülmüşlerdi. Annem arkadan bir hışım gelip ne gülüyorsunuz çocuğu çıkartsanıza diye bağırmıştı. Üzerinden yıllar geçti hala bu olay konuşulup bolca gülünüyor tabi ben de gülüyorum.
Bizim herkeslerden köşe bucak sakladığımız anı defterimiz vardı. Biz mektup yazardık. Hatta bir çoğumuzun mektup arkadaşı vardı. O zamanlar mektubun gelmesi 1 ayı bulurdu. Zaman yaklaştıkça her gün heyecanla girişteki posta kutusuna bakardık.
Bizim neslimiz arkadaşlarının mezuniyet yıllığına küçük notlar yazan bir nesildi. Şimdiyse çocuklar yıllığın çok gereksiz olduğunu düşünüyor. Bizler liseden mezun olurken birbirinin formasına resim çizen/imza atan bir nesildik.
Biz güzel bir nesildik